DERMOTOLOJİK LAZERLERİN YAN ETKİLERİ Uzm. Dr. Murat Baykır Created: 2016-03-16 09:18:43
View Count: 27710

DERMOTOLOJİK LAZERLERİN YAN ETKİLERİ

Lazer tedavileri son yıllarda Dermatoloji ve Kozmetoloji'nin en çok tercih edilen tedavi araçlarından biridir.


DERMOTOLOJİK LAZERLERİN YAN ETKİLERİ

Epilasyon, yara izlerinin ve akne izlerinin giderilmesi, istenmeyen dövmelerin çıkarılması, yüzdeki ve bacaklardaki kılcal varislerin ve kızarıklıkların silinmesi, anti aging tedavileri, benlerin, siğillerin alınması, lekelerin temizlenmesi, hemanjiyom denilen damar benlerinin silinmesi gibi burada sayılamayacak kadar daha pek çok hastalık tedavisinde ve kozmetik amaçlarla farklı Lazer tipleri kullanılmaktadır. Lazerlerin toplumda bilinir olmasını sağlayan en önemli kullanım amacı istenmeyen tüylerin temizlenmesi yani epilasyondur

Lazerler bizlere bu kadar çok konuda fayda sağlarken toplumda pek çok insanda bir tedirginlik oluşturmaktadır. Lazer adı bile bir grup insanda endişe uyandırmaktadır. Oysa Lazerler tedavi amacı ile üretilmiş, bizlere kolay ve hızlı tedavi edebilme şansı getirirken, hastalara da hızlı, etkili ve yüksek oranda başarılı tedaviler sağlamışlardır. Elbette deri üzerine yapılacak herhangi bir tedavide yan etki olasılığının sıfır olması mümkün değildir. Ancak deri üzerinde uygulanacak tüm tedavilerin olası yan etkileri detaylıca saptanmış ve raporlanmıştır. Dermatolojik lazer tedavilerinde de yine tüm olası yan etkiler tüm detaylarıyla saptanmış ve raporlanmıştır.

Dermatolojik lazer tedavilerinin en çok görülen ortak yan etkileri skar yani yara izi ve pigmentasyon yani deri rengi değişiklikleridir.

En çok bildirilen yan etki kahverengi leke olarak görülen hiperpigmentasyondur. Nadiren de beyazımsı leke olarak görülen hipopigmentasyon gözlenebilir. Bu yan etki daha çok koyu renkli deri rengine sahip kişilerde ve /veya lazer uygulamasından sonra güneşe çıkan yani ultraviyole ışını gören kişilerde gözlenir.

İkinci en sık rastlanan yan etki yanık oluşması durumudur. Ancak bu yan etki daha çok hatalı uygulama olarak tariflenen kötü bir lazer veya bilinçsiz bir kullanıcı tarafından oluşturulabilir.Ve eğer yanık oluşursa deride kalıcı yanık izleri, skarlar ve renk değişimleri, kahverengi veya beyazımsı lekeler oluşabilir.

Bunların dışında dikkate değer önemli başka bir yan etki görülme olasılığı çok düşüktür.

Herşeye rağmen hastaların çok sık sorguladıkları 3 ana soru mutlaka tartışılmalıdır.Hemen hemen tüm hastaların biz Dermatologlara ilk sorusu " Lazer ışığı kanserojen bir ışık mıdır? " olmaktadır. Dermatolojide kullandığımız tüm lazer ışınları ışık demetinin görünen ışığa yakın bölümdeki kanser oluşturma potansiyeli olmayan alanlardaki ışınladır. Yani daha açık anlatmak gerekirse lazer ışınları kanserojen ışınlar değildir. Şöyle bir örnek vermek konuyu çok daha iyi özetleyecektir; Bronzlaşmak için güneşte uzun süre kalırsak kanser yapıcı ultraviyole ışınlarından etkilenip kanser olabiliriz, ancak günlerce hatta haftalarca lazer ışığını alsak dahi kanser olabilmemiz mümkün değildir.

Hastaların ikinci sorusu " Koltuk altına lazer uygulaması yapılırsa lenf bezlerime zarar gelir mi?" dir. Kullandığımız lazer ışığı derinin sadece üst tabakalarına etki edip kıl kökü hizasının hemen altında etkinliği biter. Dolayısıyla lenf bezlerine kadar inip onları etkilemesi mümkün olamaz. Kaldı ki renk duyarlı cihazlardır, lenf bezleri renkli olmadıklarından lazer ışınları o bölgeye kadar inmeyi başarsalar o bölgede emilmediklerinden dolayı lenf bezlerine herhangi bir zarar verme şansları olamaz.

Sıkça sorulan 3. soru;" Genital bölgeye yani kasık bölgesine lazer uygulaması yapılırsa kadınlık organıma zarar verir mi? Doğurganlığa zarar gelir mi?" dir. Az önce bahsettiğim gibi lazer ışığının deriyi geçip bütün dokular boyunca ilerleyip kadınlık organlarına ulaşabilmesi imkan, ihtimal dahilinde değildir. Dolayısıyla böyle bir yan etkisi de olamaz.

Unutmayın ; lazerler de tıpkı ilaçlar veya diğer tıbbi cihazlar gibi insanlığa yararlı olabilmesi amacı ile üretilmişlerdir ve doğru zamanda, doğru yerde, doğru hasta üzerinde, doğru dozlarla kullanımları her zaman iyi sonuçlar doğuracaktır.






This post has been written by Uzm. Dr. Murat Baykır and viewed 27710 times.


Comments

Loading...